
Röportaj: Özgün Günyar
Özgün Günyar: “Helin Çelik kimdir” desek kendi yaşam hikayenizi nasıl anlatırsınız?
Aslında; kendi halinde memur bir ailenin, yine kendi halinde memur kızı diyebilirim☺️
Rahmetli babam Tarih öğretmeniydi. Fakat öğretmenlik değil, Milli Eğitim ve Kültür Müdürlüklerinde idarecilik yaptı. Annem emekli sınıf öğretmeni. İki kız kardeşim var. Babamın Ankara’dan İzmir’e tayini çıkması sebebiyle, ilkokulda birkaç okul değişikliği yaşadım. Ortaokulu İzmir Güzelyalı Ortaokulunda, liseyi İzmir Kız Lisesinde tamamladım.
ÇOMÜ Sınıf Öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra eğitim hayatımı tamamladım. diyordum ki, birkaç sene önce İstanbul Ünv. Coğrafya bölümünden de mezun oldum. Gönül konservatuvar bitirmeyi de isterdi ama sınıf öğretmenliği çok yoğun çalışılan bir meslek olduğu için, ona vakit olmadı maalesef. Tabi ki insanın eğitimi hiç bitmez, değişim, gelişim bitmez… Gençlikte bir ara kemana merak sardım. Birkaç ders aldım, iyi de gidiyordu. Fakat baktım ki, ben şarkı söylemeyi daha çok seviyorum. 37 yaşına kadar kuru kuru şarkı söylüyorken ☺️ internet videoları üzerinden gitar öğrenmeye karar verdim. Tabi belli yaştan sonra sadece tıngırdatmayı öğrendim ☺️ Oğlum 1.sınıfa başlarken (ben de 1.sınıf okuturken:) ikinci üniversite okumaya başlamak, okulda projeler yapmak, o da yetmez deyip gitara da merak salmak çılgınlık sayılabilir ☺️ Kendimi o süreçte fazla yormuş olduğumu sonradan anladım tabi. Şimdi biraz daha sakin yaşıyorum her şeyi.
Özgün Günyar: Yeni şarkınız “Kış Kıyamet”i nasıl tanımlarsınız? Kış Kıyamet’in yapım süreci nasıl oldu? Kimlerle çalıştınız?
“Kış Kıyamet” kıpır kıpır bir şarkı. Benim tüm şarkılarımın bir hikayesi vardır Sadece yaşadıklarım değil, izlediğim filmler veya tanık olduğum gerçek olaylar da ezginin bir anda beynimde çalmasını sağlayabiliyor. Çoğu zaman da söz müzik birlikte geliyor ☺️ “Kış Kıyamet” şarkısını da, Ediz Hun-Türkan Şoray efsanelerinin “Tatlı Meleğim” filmini izlerken yaptım☺️ Yapım sürecinde, bana her zaman destek veren Ersen Evren hocam ve Bacalı Stüdyo sahibi Aydın Terziören’ in fikirlerini aldım. Birlikte oturup nasıl yaparız diye istişare ettik. Sonrasında perküsyon üstadı Yaşar Akpençe ve klasik gitarda Ramazan Akduman ile çalıştık. Buradan da kendilerine çok teşekkür ediyorum.
Özgün Günyar: Hem Müzisyen – Besteci kimliğinizin yanında Sınıf Öğretmenisiniz ve Öğrencilerinizle gitarınızla müzik yaptığınız videolar paylaşıyorsunuz. Hem Eğitmenlik hem de Müzik serüveniniz nasıl başladı?
Müzik tutkusu anne tarafımdan geliyor. Annem Mardin’in bilinen ailelerindendir. Rahmetli dedem ud, cümbüş, keman gibi enstrümanları çok iyi bir şekilde çalardı. Ailede müzisyen ve sesi güzel olan çoktur. Annem de ud çalar, bağlamaya da yakın zamanda başladı ☺️ Yani aileden gelen şiddetli bir müzik sevdası var. Ben çocukken çok utangaç olduğum için, sadece yalnızken şarkı söylerdim ☺️ Bu yüzden sesimi sonradan fark ettiler İnsanlar arasında şarkı söylemem, Çerkezköy’de çalıştığım okulda, öğretmenler korosu kurulduğunda, solo şarkı söylememle başladı. Sonrası geldi tabi ☺️ Sahne tozu yutunca bırakamama olayı beni de vurdu ☺️
Öğretmenlik tarafına gelirsek, aslında gitar çalmaya başlamadan önce de bolca şarkılar söylerdik öğrencilerimle. Özellikle ilkokulda, klasik ders anlatımını çok fazla kullanmayı doğru bulmuyorum. Müziğe ilgili olduğum için, derslerimi hep müzikle süslerim. Lüleburgaz’daki can dostum Tuğba Davarcı, bir sohbetimiz esnasında, gitarı çok rahat çalabileceğimi söyleyerek beni gitara başlamaya ikna etti ☺️ Onun teşvikiyle internet üzerinden videoları izleyerek gitara başladım. Tabi çocuklukta öğrenmek çok başka. Belli bir yaştan sonra kendine kadar öğrenebiliyorsun☺️ Ben de şarkılarıma eşlik etsin diye başladım. İyi de oldu. Sınıfta gitar çalan bir öğretmen, çocukların çok hoşuna gidiyor. Derslerle ilgili de şarkılar yaptım. Çocuklar çok daha rahat öğrendiler. Değerlendirme yaparken, bir bakıyorum şarkıyı mırıldanıyorlar ☺️ “Öğretmenim biz böyle öğrendik” diyorlar ☺️ Velhasıl gitara başlamak, hem öğretmenlik hem de müzisyenlik açısından çok değer kattı bana.
Özgün Günyar: Hem besteci hem de şarkıcı kimliğinizi ayırarak soruyorum! Örnek aldığınız ya da dinlemeyi sevdiğiniz müzisyenler kimlerdir? Besteci ve Söz yazarı olarak örnek ve ilham olarak müzisyenler kimlerdir? Onları nasıl tanımlarsınız?
Yıldız Tilbe, Sezen Aksu, Nilüfer, Neşet Ertaş, Orhan Gencebay gibi üstatları çok severek dinlerim. Yeri doldurulamayacak değerler. Ozan Çolakoğlu, Mustafa Ceceli, Emre Yücelen, İskender Paydaş, Ozan Doğulu da çalışmalarını zevkle takip ettiğim isimlerdir. Ayrıca kulağıma hoş gelen her tür müziği dinlerim. Pop, rap, türkü, arabesk, klasik…
Müzik kesinlikle evrenseldir, hayatın gıdasıdır. Dili, dini, statüsü yoktur. Bu yüzden tek bir türü takip etmiyorum. Her şarkı emek verilmiş bir eserdir ve tüm besteci-söz yazarlarına saygım sonsuz.
Özgün Günyar: Sahnede konserleriniz ve müzik çalışmalarınız olacak mı? Gelecek planlarınızda neler planlandı yada planlıyorsunuz?
Tabi ki. Gelecek olan tekliflere açığım. Desteklere de açığım ☺️ Bir öğretmen olarak ekonomik zorluklar yaşasam da müzik aşkı ağır basıyor. Daha güzel, daha profesyonel işler yapmak isterim. Şarkı söylemek beni her şeyden çok mutlu ediyor. Yeniliklere, müzikte farklı tecrübelere açığım. Mesela rap sanatçılarıyla çalışmak güzel bir deneyim olabilir Farklı sanatçılarla da çalışmak isterim tabi. Ayrıca nota-solfeji daha iyi öğrenmek, şarkılarımı daha bilinçli yapıp söylemek, sürekli gelişmek… gibi planlarım var.
Özgün Günyar: Son olarak MüziktenHaberler.com takipçilerine söylemek istediklerinizz?
Herkes aynı şartlarda doğmaz. Diyelim ki hayalinizdeki mesleği yapmıyorsunuz veya şartlar değişti ve şu an mutlu değilsiniz. Her şey değişir, gelişir. Hayaller de öyle… Asla ama asla “Artık çok geç” demeyin. Zira hiçbir şey için geç değildir. Yaşın, zamanın, ellerin ne dediğinin ☺️ hiçbir önemi yok. Tek önemli olan “Sen ne istiyorsun?”
Yaşın kaç olursa olsun, nefes aldığın sürece hayal et ve hayallerine ulaşmak için harekete geç! Yapabilirsin, yeter ki iste.