Röportaj konuğum; Hafta içi her sabah 06:30-09:00 arası Radyo Viva’da yayın yapan, çok eğlenceli, çok sempatik radyocu Doğancan Özadlı !

“RADYOYA GİDERKEN İŞE DEĞİL DE, EĞLENMEYE GİDER GİBİ ÇIKIYORUM EVDEN”

ŞEHNAZ GÜL: Sabahın kör vaktinde nasıl bu kadar enerjik ve esprili oluyorsun sen Doğancan? Ne yiyorsun ? Ne içiyorsun ? Kaç saat uyuyorsun ? Kaçta uyanıp ta İstanbul trafiğinde yollara düşüyorsun? Bir gününü anlatır mısın?

DOĞANCAN ÖZADLI: İltifatlara teşekkür ederek başlayayım. Açıkcası yayına hazırlanırken özel bir şey yapmıyorum. Günlük hayatın rutini içinde başıma gelen her şey aslında yayınım konusu. Normalde nasıl biriysem, mikrofon karşısında da öyleyim. Başka biri gibi davranmıyorum. Biraz zor olsa da kendime objektif olmaya çalışıyorum. Acaba şu an konuştuğum mevzuyu radyo başında olsaydım dinlemeye devam eder miydim diye diye geçiyor yayınlar ve hep en acımasız eleştirileri kendi kendime yapıyorum. Tabi bir de bu kadar hesap kitabın içinde delirmemek için aklıma mukayyet olmaya çalışıyorum. Enerji meselesinde; her sabah işe gider gibi değil de, süslenip püslenip en iyi haliyle eğlenmeye gider gibi çıkıyorum evden. Sanırım, insan sevdiği işi yaparsa hiçbir zaman çalışmazmış sözünü yaşayabilen şanslı insanlardanım. Hafta içi 6:30’da başlayan yayına gitmek için 5’te uyanıyorum ama o zifiri karanlıkta dahi hiç kendi kendime söylendiğimi hatırlamıyorum. Çünkü eğleneceğimi, kendimi iyi hissedeceğimi biliyorum. Hatta kendimi en berbat hissettiğim gün yayınım bana terapi gibi geliyor ve özenle bu heyecanı korumaya çalışıyorum. Radyoda herkes çoğu zaman benzer olsa da farklı şeyler yapıyor ama diğer meslek gruplarında da gözlemlediğim kadarıyla ne yaptığından ziyade sanırım mühim olan nasıl yaptığın. Mesaili bir iş olmadığı için kendime fazlaca zaman ayırabiliyorum. Geziyorum, okuyorum, izliyorum, araştırıyorum; sonra da bir bir radyoda anlatıyorum.

“İŞE ÇAY TAŞIYARAK BAŞLADIĞIM İÇİN, MESLEĞİMLE İLGİLİ ATTIĞIM HER ADIMIN KIYMETİNİ BİLİYORUM”

ŞEHNAZ GÜL: Radyoculuğa nasıl başladın peki?

DOĞANCAN ÖZADLI: Klişe olacak ama tesadüfen. Ben kaderimde radyo programcılığı olduğuna inanıyorum çünkü 13 yaşındayken bambaşka bir nedenle gittiğim Number1 FM ve Radyo Klas’ta beni asistan yaptılar. Birden kendimi işin mutfağında buldum ve mesleğin ustalarıyla beraber işleyişi yaşayabilmek bana çok eğlenceli geldi. O yaştaki bir çocuk için sıkıcı olan bir şey fazla ilgi çekmezdi haliyle. Derken kısa bir süre sonra kendimi gaza getirdim ve güzel vesilelerle ve Azeri kökenli olmanın avantajıyla marmara bölgesine azerice yayın yapan Radyo Baycan’da ilk yayınıma başladım ama orada kendi adımı kullanmıyordum. Baktım herkesin sahne adı gibi birer takma adı var bende azericede küçük çocuk anlamına gelen hırda ve Doğancan’ın can’ını ekleyerek HIRDACAN diye bir isim uydurdum. Bu muhteşem yaratıcı isimle 6 aya yakın azerice konuşarak yaptığım yayının ardından eşzamanlı asistanlığa devam ettiğim Radyo Klas’ta ulusal yayın hayatım başladı ve Hırdacan’lığın da sonuna geldik . 7 seneye yakın Radyo Klas ve Number1 FM’de çeşitli saatlerde yayın yaptım ve benim için okul niteliğinde olan günler yaşadım. Tabi bu süreçte iyiyi de gördüm, kötüyü de. Radyo Klas’ın format değiştirip Number1Türk olduğu gün, yılların o efsane konuşan radyosunun son anonsunu yapmak ne yazık ki bana nasip olmuştu. Aynı dönemde okul hayatım da devam ettiği için benim için çok zorlu bir süreçti ama iyi ki de sokakta top oynamak yerine radyo stüdyosunda yatıp kalkmışım. Yeni yayın formatı sadece şarkı adı anons etmeyi gerektirdiğinden kendimi aşırı mutsuz hissederek büyük bir üzüntüyle oradan artık ayrılmam gerekti. İstemeye istemeye artık mutsuz olduğum için doğduğum yerden ayrıldım ama kısa bir süre sonra, 2012 temmuzundan bu yana da kendimi tam anlamıyla bulduğum ailem Radyo Viva’da yayına başladım. İşe çay taşıyarak başladığımdan, şükürler olsun ki bugünlerde mesleğimle ilgili attığım her adımın kıymetini çok iyi biliyorum..

ŞEHNAZ GÜL: Programının içeriğinden bahseder misin?

DOĞANCAN ÖZADLI: Sabahları 6:30’dan 9’a kadar işe, okula gidiş saatinde yayındayım. Bence yeni başlayan bir gün, yeni bir başlangıç için de iyi bir fırsat. Memleketin derdi zaten hiç bitmiyor. A’dan Z’ye bütün siyasetçiler kavga ediyor, genel bir mutsuzluk ve huzursuzluk hakimken iyice yarayı deşmenin alemi yok diye düşünüyorum. Ciddi meseleler oldukça elbette konuşuyoruz ama genel olarak iyiyi düşünerek eğlenmeye gayret ediyoruz. Çoğul konuşuyorum çünkü programı bir başıma yapmıyorum. Dinleyicilerimin büyük bölümü sağolsun yayına çalışıp geliyor ve bol bol telefon bağlantısıyla her gün gülerek tamamlıyoruz yayını. Başka radyolarda, programımın içerisindeki birçok bölümü benzerlikten öte cümle cümle aynısını görünce ve dinleyicilerimden haberlerini aldıkça sanırım doğru bir şeyler yapıyoruz diyorum. Benim keyfim yerinde.

ŞEHNAZ GÜL: Programının en sevdiğim yanı ne biliyor musun?Ulusal radyolarda yayınlanan programlar arasında, sadece popüler müziğe yer vermeyen, aynı zamanda sanat müziği,karadeniz şarkıları,fantezi,arabesk şarkılara da yer veren nadir programlardan biri de senin programın.Bu senin fikrin miydi?

DOĞANCAN ÖZADLI: Yayında çaldığım şarkılar hem benim zevkim hem de radyo yönetimimle aynı dili konuşabiliyor olmanın avantajı. Genel Yayın Yönetmenimiz Özay Şendir ve Müzik Direktörümüz Ömer Erişmen bu meseleye uzun mesailer harcıyorlar. Özay Şendir’le çalışmak çok keyifli çünkü kendisi de bir radyo programcısı. Bu işin bir yandan da duygularla yapıldığını bildiğinden yayıncılarına da çok hassas davrandığı için kendisine teşekkür ederim..

“HER SÖYLEŞİDEN BİR ARABA DOLUSU ANIYLA DÖNÜYORUM”

ŞEHNAZ GÜL: Zaman zaman, düzenlenen organizasyonlarda söyleşilere katılıyorsun.Dinleyicilerinle buluşuyorsun. Bu etkinliklerde yaşadığın, unutamadığın bir anın var mı?

DOĞANCAN ÖZADLI: Aslında her söyleşi bir araba dolusu anıyla geçiyor. Son aylarda özellikle bu buluşmalarımızı daha da sıklaştırdık. Bir odanın içinde duvara bakarak konuşmak bir yerden sonra istemsiz bir biçimde gerçekle bağlantımın kopmasına neden oluyor. Ben konuşuyorum konuşmasına ama sesimle kime arkadaşlık ettiğimi bilemiyorum. Gelen telefonlar bambaşka memleketlerden olunca her sabah yeniden bu heyecanı yaşamak inanılmaz bir keyif. Bu kadar fazla insanla aynı anda, aynı şeylere gülüp, aynı mevzularla dertlenebiliyorsak bence bu buluşmalar gerekli. Dinleyicilerimizle yüz yüze görüşebilmek için, sesimin ulaştığı hemen hemen her yere gideceğiz. Ayrıca benim için de besleyici oluyor. Gittiğim illerden bizzat yerinde birçok şey öğrenip kendime yeni bi’şeyler katabilme şansı yakalıyorum. Radyoda başka, gerçek hayatta başka karakterde olan radyocular düşünsün. Benim dinleyicilerimle tanışırken herhangi bir endişem yok.

ŞEHNAZ GÜL: Aynı zamanda sosyal medya fenomenisin diyebiliriz.Sosyal medyada paylaştığın eğlenceli ve esprili videolar büyük ilgi görüyor.Bu videolar nasıl ortaya çıkıyor?

DOĞANCAN ÖZADLI: Aslında tamamen kendi kendime eğlenmek için o videoları çekmeye başladım. Bir yerden sonra yüzlerce beğeni ve güzel mesajlar gelmeye başlayınca bende gaza geldim. Genellikle anlık aklıma gelen fikirlerle alakalı video çekiyorum ama gördüm ki ciddi bir sektörmüş. Video paylaşım uygulamalarında fenomen olmak uğruna sevimsizleşen arkadaşlar gibi olacağımı sanmıyorum çünkü herhangi bir kaygım yok. Benim derdim; ben kendi kendime eğleniyorum, beni takip eden de eğlensin.

“İNSTAGRAM VİDEOLARIM,

BANA FİLM ROLÜ GETİRDİ”

ŞEHNAZ GÜL: Bu sene “Aşk Nerede” isimli, romantik komedi filmde rol aldın.Oyunculuk serüveni nasıl başladı?

DOĞANCAN ÖZADLI: İşte tam olarak o az evvel bahsettiğiniz videolar sayesinde başladı. Filmin cast direktörü Fatoş Koçak benim instagramdaki videolarımı görüp böyle bir teklif sundu. Öncesinde de bir iki öneri gelmişti ama ben kendi bildiğim yolda ilerliyim, her şeye atlamayayım diye diye pek yanaşmamıştım. Bu sefer üstesinden gelebileceğim bir karakter olunca en azından kendimi denemek istedim. Bir sinema filminde yer almak açıkcası birçok yönden zorlu. Film vesilesiyle çok güzel insanlarla tanıştım ve işin içine girip ne kadar zorlu süreçler olduğunu deneyimledim. Neyse ki olumsuz bir eleştiri almadım. Yine olsun, yine oynarım.

“EĞLENCELİ BİR TV PROGRAMI PLANLIYORUM”

ŞEHNAZ GÜL: Yakın zamanda gerçekleşmesini planladığın yeni projeler var mı?

DOĞANCAN ÖZADLI: Yakın geçmişte yemek yapmaktan hiç anlamayarak iki sezon devam eden bir televizyon programı yaptım. Radyo hayatımdan hiçbir zaman çıksın istemiyorum ama bir yandan televizyonda da güzel işler çıkarabileceğimi düşündüğüm için yapmak istediğim projeler var. Yeni yılda inşallah şans benimle olursa bol eğlenceli bir televizyon programıyla ekranlarda olmayı planlıyorum.

ŞEHNAZ GÜL: Çok teşekkür ederim.Seninle sohbet çok keyifliydi.Son olarak eklemek istediklerin var mı? ve  MÜZİKTEN HABERLER hakkındaki düşüncelerini alabilir miyim?

DOĞANCAN ÖZADLI: Ben teşekkür ederim. Müzikseverlerin merakla beklediği birçok projenin haberi sayenizde sevenlerine ulaşıyor. Başarılarınız daim olsun.